AKP'li sosyalistler!

~ 13.07.2012, L. Doğan TILIÇ ~
Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün gazetelere yansıyan araştırmasında dikkatimi çeken “yarın seçim olsa kimin kazanacağı değildi. AKP yüzde 49’la birinci, CHP 25.9’la ikinci, MHP 14.1’le üçüncü, BDP de 6.3’le dördüncü partiymiş. Olabilir. Sonuçlar seçim sandığından çıkana kadar böyle çok yüzde dolaşır ortalıkta.

Ancak, 14 ilin 58 ilçe ve şehir merkezinde seçmen vasfına sahip 2 bin 155 denekle gerçekleştirilen anketin bence en ilginç bulgusu; araştırmaya katılan AKP’li deneklerin yüzde 27.1’i kendini “sosyal demokrat” olarak tanımlarken, yüzde 14.9’un da, haydi yuvarlak hesap yüzde 15 diyelim, “Sosyalist misiniz?” sorusuna “Evet” demesi.

Bu yüzde 15’in, “evet”in önüne “yetmez ama” diye bir şerh koyduğunu da sanmam. “Yetmez amacılar” o kadar çok değil! Kendini “sosyal demokrat” olarak niteleyen AKP’lilerle ne yapılabileceğini de varsın CHP düşünsün. Ama, yüzde 15’i düşünmek bize kalıyor.

Bu “AKP’li sosyalistler” sosyalizmden ne anlıyor da, işçilere ve emekçilere 12 Eylül’ün bile yapamadığını yapan, grevleri yasaklayan, kıdem tazminatlarına göz dikip çalışanların işten atılmalarını kolaylaştırmaya hazırlanan bir partiye “sosyalist olarak” oy verebiliyor, engelli çocukların okuyabildikleri birkaç okulun da İmam Hatip’e dönüştürülmesini sineye çekebiliyorlar, Allah bilir!

Sosyalistler “ekip işini”, ortaklaşa yönetmeyi, kolektif sorumluluğu severler. En azından, sosyalistin özgürlükçü olanı böyledir! Tut ki, “AKP’li sosyalistler” de, bizim anladığımız anlamda olmasa da, “özgürlükçü” olsunlar! Paketler açıldı, reformlar yapıldı, AB’ye yanaşıldı, vesayet kalktı, 12 Eylül bile yargılandı, aha türbana da özgürlük geldi diye gönül vermiş olsunlar AKP’ye. Bir de, onlardaki “ekip çalışması”na vurgun olsunlar!

Bu ekip meselesi, Samsun’un Canik ilçesinde 12 kişinin öldüğü sel felaketinin korkunç manzarası ortasında dimdik yükselen Başbakan Erdoğan’la Canik Belediye Başkanı Osman Genç’in el ele fotoğrafındaki sloganla iyice kazındı beyinlere: Başarı ekip işidir!

Samsun’daki başarının ardındaki ekip sadece Başkan Genç ve Başbakan Erdoğan’dan ibaret değil; bakanları, milletvekilleri ve örgütleri ile kocaman bir AKP iktidarının eseri o tablo.

TES-İŞ Sendikası Samsun Şube Başkanı Nakif Yılmaz, 10.07.2004 tarihinde 5216 sayılı yasa ile önce Büyükşehir Belediyesi sınırlarının genişletmesine dikkat çekti, telefonda. Genişleyen sınırlar içinde kalan ve daha önce DSİ’nin kontrol ve yetkisinde olan derelerin ıslahı, doğal afetlerle ilgili planlamaları ve bu tip olası afetlere karşı alınacak önlemleri denetleme yetkisinin Büyükşehir Belediyelerine verilmesine işaret etti.

 

Bu düzenleme sonucu; Belediyelerin dere yataklarını imara açıp yapı ruhsatı verdiği, DSİ Bölge Müdürlüklerinin doğal afet tavsiye yazılarının dikkate alınmadığı, bürokratların ise ya “ekip” dışında kalmamak için ya da “ekip baskısı” nedeniyle olup bitene itiraz edemediği bir durumla karşı karşıyayız.

 

Başarı ekip işi de, başarısızlığın faturası kime çıkacak? Samsun’da yaşamını yitiren 13 vatandaş için kimden hesap sorulacak? Söz gelimi, tüm yetkileri elinden alınan DSİ mi günah keçisi yapılıp hedefe oturtulacak? Göreceğiz!

 

Ancak, AKP’nin ekibi, başarıyı hep tek kişiye yazıyor. Samsunlu genç bakan, TRT spikeri tonlamasıyla, makine tüfek gibi sayıyor yaraların nasıl sarılacağını: “Başbakanımızın da talimatları doğrultusunda net olarak ifade ediyorum” diyerek, dere yatağındaki tüm konutların yıkılacağını bildiriyor. Başarı kokan her işte, ekip tek adamı işaret ediyor!

Misal; Ergene nehri zehir akıyor, Başbakan televizyondan görüp Veysel Bey, Ergene’nin hali ne böyle?” diye sormasa ilgili bakan uyanmayacak. Ekibin içinde Ergene’ye bakmaktan sorunlu bakan, Başbakan arayınca harekete geçtiğini söylüyor!

Ekip işi bu işte; başarı tek adama, başarısızlık da iktidarın en uzağındakilere, mümkünse muhalefete yazıyor. AKP’li sosyalistler de, öylece bakıyor!

Haydi, dere yataklarını yine iktidarlar ıslah etsin de, “AKP’li sosyalist”liğin ıslahı galiba Allah’a kalıyor!

(Birgün)

L. Doğan TILIÇ | Tüm Yazıları
Hits: 1528