ADALET OLMADIKÇA YÖNETİMİN FAYDASI OLMAZ

~ 23.05.2012, Av. M. Haşim MISIR ~
Ak Parti’nin hazırlayıp TBMM Başkanlığı’na sunduğu yasa teklifine göre mahkeme, çocuklarla ilgili yargılamalar hariç zorunlu yokluğunda da karar verebilecek.
           
Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı Madde 79, 5271 sayılı Kanunun 188 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Ancak Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalâasının zorunlu müdafiin de hazır bulunduğu duruşmada açıklanmış olması veya bu mütalâanın zorunlu müdafie yazılı olarak tebliğ edilmiş olması durumlarında, çocuklar hakkında görevlendirilmiş olanlar hariç olmak üzere, hukuken kabul edilebilir bir mazereti olmayan zorunlu müdafiin yokluğunda da karar verilebilir.” hükmünün eklenmesi önerilmektedir.
           
Madde gerekçesinde “Bu düzenleme, özellikle çok sanıklı ve karmaşık davalarda zorunlu müdafilerin değişik gerekçelerle karar duruşmasında bulunamaması nedeniyle karar verilmesine engel olmakta ve yargılamanın gereksiz uzamasına sebebiyet vermektedir. Bu noktadan hareketle, maddede yapılan değişiklikle, savunma hakkını da kısıtlamaksızın Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalâasının zorunlu müdafiin de hazır bulunduğu duruşmada açıklanmış olması veya bu mütalâanın zorunlu müdafie yazılı olarak tebliğ edilmiş olması durumlarında, kabul edilebilir bir mazereti olmayan zorunlu müdafiin yokluğunda da karar verilebileceği düzenlenmiştir.” sözleriyle gerekçelendirilmiştir.
      
Medya bu haberi AK Parti, Balyoz davasında sanık avukatları ile mahkeme heyeti arasında gerilime yol açan avukatın yokluğunda karar verilip verilmeyeceği tartışmasına nokta koyuyor şeklinde verdi.
      
Güncel Hukuk Dergisinde yayınlanan, hukukçuların üç cevap işaretleme hakkı olduğu ankete göre, avukatlar-stajyer avukatlar, yargıç-savcılar ile hukuk öğrencilerine sorulan Türkiye’de hukuk sisteminin en önemli 3 sorunu nedir sorusuna verilen cevaplarda, 455 oyla “Yargı Bağımsızlığı” birinci sorun olarak gelirken, 430 oyla “Adil Yargılanma” ikinci, 304 oyla “Hukuk Eğitimi”nin üçüncü en önemli sorun çıktığı bildiriliyor.
       
En önemli sorun “Yargı Bağımsızlığı” cevabı verenlerin mesleklerine oranı ise ankete katılan yargıçların %58′i, savcıların %53′ü, avukatların %49,6′sı olmasıdır.        
Anket sonuçlarına göre yargıç ve savcıların, avukatlara göre “Yargı Bağımsızlığı” konusunda daha fazla kaygılı oldukları gözlenmektedir. Bunun da doğal sonucu yargı bağımsızlığının kendisinin ekmek kapısı olduğunu göremeyen avukatların üzerlerine ölü toprağı ekilmiş gibi gerek toplumsal gerekse mesleki sorunlarda tepki vermemeleri gerçeğidir.
          Savunma hakkını bitiren yasa teklifine başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere barolarımız bildiri yayınlamakla kalmış, etkin, caydırıcı önlem ve kamuoyu yaratmada başarısız olmuştur. Sorun sadece susturulmak istenen İstanbul Barosu’nun veya Balyoz sanıklarının sorunu değildir. Sorun AİHS 6. madde ile güvenceye alınan “savunma hakkının kısıtlanması” , “avukatın yargısal görevlerinden dışlanması” sorunudur.
            Teklif o kadar acil ve temelsiz hazırlanmıştır ki teklifte sadece “zorunlu müdafi” den bahsedilmektedir. İster CMK gereği baro tarafından görevlendirilsin, isterse vekâletname sunsun ceza davalarında avukatın sıfatı müdafidir. Duruşma zaptına sanık vekili dahi yazılamaz. Müdafinin zorunlusu, zorunsuzu olmaz. Bu öneriye tepkisiz kalınamaz. Meslek yemini eden bire bir tüm avukatların tepki vermeleri ve kamuoyu oluşturmaları gerekmektedir. Avukatlar temel insan haklarını ve meslek görevlerini etkileyen hususlarda tepkisiz kalamazlar. Fazla tepkisiz ve duyarsız olursanız gün gelir savunmayı savunanı ararsınız ama bulamazsınız. Tarih bunun acı örnekleri ile doludur.
           Siyaset de şunu iyi bilmelidir ki savunmasız yargı topal ördektir. Hz. Ömer’in on altın öğüdünden birincisi “Adalet olmadıkça yönetimin faydası olmaz”dır. Savunmasız adalet asla gerçekleşmez. Sonuçta olacak olan da AİHM’e yeni birçok iş daha sunma fırsatını altın tepsi ile verip, ülkenizi de küçük düşürmek olur. Yeter artık.
                                                                                              Av. M. Haşim Mısır
Av. M. Haşim MISIR | Tüm Yazıları
Hits: 2841