İlişki-ler...

~ 26.04.2012, Mustafa ÇEBİ ~

Topluma katıştığımız alanlardaki ihtiyaç dayatmaları bizi teslim aldı. Çaresiz tepkilerimiz; bütüne dair özne olma hayallerimiz var…

İletişimdeki vurgunun tadını çıkarıyoruz...   

İlişkilerdeki algı kadar gerçeğiz!  Bu gerçeğin de bir yanılsama olmasının ne önemi var! İnsan insanı güzelleştirir; uçurur…

Sömürü ortamı, kendi üzerinde çatışan, uyum arayan kavram ve paylaşanlarını, kendi tuzaklarında biçimler. Otomatik kimliklerde canlanır; tükeniriz!..
Özne; toplu yaşamdır... Sosyal figürler; nesneleriz bizler… Kendi öznesiyle bütünleşebilme iddialı tekil yolculuklarımızda; bütünü öreriz yine de…
 
İğneden çuvaldıza…  
Kendi derimiz altına ‘iyi’ olsak ta; empati çukurlarında bocalıyoruz! Savaş ve sömürüyle kuşatıldığımız alanlarda; Hiyerarşi, mülkiyet, değişim değeri ve pazar kurum zeminlerinde sürüklenerek; ötekine eklenirken gönüllü kavrulmaktayız… Naif düş, sezgi, ve büyüsel şeylerimizi çöpe basıp; vitrin mutluluklarında gözlerimizi kırpıştırıyoruz… Öteki üzerinden tasarladığı eylemi ortama süren poker oyuncuları gibi…

Süreçler, kuşkular… 
Rasyonel kalıplı hayatlardan; ‘Çocukta, kuşta, börtü böcekte’ ararız kaybettiklerimizi!..  Evrensel yükümlülükleri yerine; tekli rolünün talihsizliklerine sızlanıp durur küçük insan!
Oluştuğumuza; elverdiğince ‘yaratıcı’ katılırız oysa; aileye, okula, çevre, iş ve toplumsal ilişkilerimize kolay teslim olmayız!… Demir raylar üzerinde bir yaratı sürecidir bu. Demirden ağlar sınırında kendini tanımlar, yaratır insan; içtenlikle kendi olur kuşkusuz!
Bilincinin kapanmaması için kendini sorguya çeker; arar ve anlarken; insana sömürüyü dayatan arka planları değiştirme ve özgürleştirme sorumluluğu ortadadır… Konfor içide yok olmadan;  olasılıkları; üslupları, yöntemleri, yenilik ve alışkanlıklarını; özgür ve yaratıcı kuşkuyla sınaması; yenilemesi gerekir her defasında…
Empati kurmak; ‘öteki tasarımın’ üzerinden kendini anlamak; ya da karşı çıkma yapay sınırlıdır…  Öteki, güvenlik ve aidiyetlerimiz arkasında durur. Bu anlamazlık çizgisi önemlidir ama. ‘Kim’ olduğumuzu çevremize bildirdiğimizde elimizde fazlası da kalmaz ve yoktur bu durumda. Yüzeydeki kalıp dayatmalardan kurtulup; arka planları dönüştürerek; sahici ‘yeni hayatları’ nasıl kurabilir, yaşayabilir insan! Birlikte yaşayabileceğimiz yeni ve farklı değerler üretmeye; verimli çatışma ve gelişmelere nasıl açar algılarını...

Yabancı ortamın yabancıları…
Düşünce; ‘eylem tasarlamaktır’... Toplumdaki etkin güçlerin yön ve kapasiteleri; düşüncenin işleyişindeki ‘yaratıcı’ olma, ya da ‘itaat’ biçimini belirlerler. İnsan; yaşadığı zemin, biçim, ilişki farklılıklarını eşitler arası çatışmalarla özgüre dönüştürebilmek zorundadır; evrensel yolculuğu buna koşullar.    
Çok merkezli ihtiyaçlarla şekillenen farklı iradeler, zenginliklerini paylaşırken; eşit, saydam, toplumcu alanları gözetmeleri önemlidir.

Ötekine temas noktasında anlam yüklemeyi ‘incitici olmaktan’ çıkarıp; “bilinçlenen ve aydınlanan toplumlar çağı”nı işletmemizi bekliyor gelecek bizlerden. 

Mustafa ÇEBİ | Tüm Yazıları
Hits: 2237