'Seçilmiş - Atanmış'

~ 23.02.2012, Ali SİRMEN ~

Recep Tayyip Bey buyurdu:

- Seçilmişi atanmışa kul etmeyiz.

Neyi kastediyordu?

Seçilmişten murat kimdi? Atanmış ile kim anlatılmak isteniyordu?

Pek anlaşılamadı.

Zaten seçilmiş atanmış ayrımı da demokrasinin dengeler mekanizmasını içlerine sindiremeyen aklıevvellerin uydurdukları bir şehir efsanesidir.

Hani bir deli bir kuyuya taş atmış da kırk akıllı çıkaramamış misali.

Türk demokrasinin esası, anayasanın 6. maddesinde de belirtildiği gibi, egemenliğin kayıtsız şartsız milletinolmasıdır.

Bu esası koyan 6. madde şöyle devam eder:

Türk Milleti, egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanır.

Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.

***

Yani temsili demokrasilerde, millet kendisine ait olan egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanır.

Dikkat edelim, seçilmişleri eliyle kullanır”, “atanmışlar egemenliğin kullanılmasına katılamazlargibi hükümler yoktur.

Yalnızca, egemenlik yetkili organlar eliyle, anayasanın koyduğu esaslara göre kullanılır, deniyor.

Bu yetkili organlar seçilmişlerden de oluşabilir atanmışlardan da... Egemenliğin kullanılması sırasında, devletin erkleri arasında kuvvetler ayrılığı ilkesi geçerlidir ve erkler arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur.

Kimse kimseye,Sen atanmış bir organsın, biraz geri dur bakalım diyemez.

Kaldı ki, Türkiyenin gerçek demokrasi olmayıp yalnız demokrasi benzerisıfatını hak eden liderler sultası rejiminde, gerçek seçilmişler de yoktur.

TBMMyi oluşturan 550 milletvekili, partilerinin liderleri tarafından atanıp, isimleri eskiden müntehib-i sani denen, ikinci derecede seçmen statüsündekilerin onayına sunulmuş kişilerdir.

***

Seçilmişlerden söz edilebilmesi için, gerçekten hem parlamentoda, hem de siyasal partilerin yönetim kadrolarında yer alanların tavan tarafından atanmayıp, gerçekten tabandan seçilmiş olmaları gerekmektedir.

Oysa şu anda yürürlükte olan sistemde durum bu değildir.

Şu anda seçilmişler atanmışlar ayrılığı değil, atanmışlar - atanmışlar aynılığı egemendir.

Var olmayan seçilmişler - atanmışlar ayrımını ise demokrasiyi sandıktan en önde çıkanın her yetkiye sahip bir rejim olarak algılayan ham ervahlar atmışlardır ortaya.

Yoksa onların seçilmiş dedikleri de atanmışlardır, atanmış dedikleri de...

Hatta geçmişte, idam cezası konusunda yürekli tutumuyla bilinen ve bu liderler sultası rejiminde, hiçbir efendiye eyvallah dememek için siyaseti bırakan değerli eski Adalet Bakanı Hasan Denizkurdunun da belirttiği gibi, kimi ahvalde, atanmışın atanma kriterleri, seçilmişlerin liderin keyfine kalmış olan atanma ölçütlerinden çok daha nesneldir.

Görüyorsunuz, Başbakanın sözlerinin hiçbir dayanağı, hiçbir demokratik içeriği yok.

Üstelik Recep Bey, kendi sözleriyle de çelişkili bir tutarsızlık içinde.

Çıkıp, Seçilmişi atanmışa kul etmeyeceğimdiyen Başbakana, Silivride yatmakta olan milletvekillerini gösterip de sorarlar:

- Peki atanmış yargıç kararıyla tutuklu bulunan bu milletvekilleri ne!?

Ve gülerek eklerler:

- Yapma Recep din kardeşiyiz!

(Cumhuriyet)

Ali SİRMEN | Tüm Yazıları
Hits: 2330