Aaaaa, savcının görevi müftüye

~ 10.12.2011, Yalçın DOĞAN ~

 “Olayın tanığı olarak yarın Milas Müftülüğü’ne gelin ve ifadenizi verin.”

Müftülük mü? İfade mi? Ne alaka? Müftülük savcılık mı ki, ifadeyi müftü alacak? Peki, savcı ne yapacak? Bir yanlışlık olmasın.
Her gün bu ülkede yaşananlar dünyaya tur bindiriyor. Bazıları dünya rekorlar listesine giriyor, bazıları tüy dikiyor.
Üç ay önce, güzel bir eylül sabahı Bodrum yakınında Ören-Mazı karayolu. Gökova Termik Santralında çalışan M.S. bu karayolu üzerinde avlanıyor. Takozsuz, yarı otomatik tüfekle.
Karayolu üzerinde avlanmak yasak. Takozsuz tüfekle avlanmak zaten yasak.
Şanssızlık buna denir. O sırada aynı yerde Milas Doğa Koruma ve Milli Parklar görevlileri ile Av ve Yaban Hayatı Vakfı elemanları var. Karayolunda avlanan adamı yakalıyorlar. Biraz itiş, kakış derken, adamı Mumcular Jandarma Karakolu’na teslim ediyorlar.

SAVCILIĞA ŞİKAYET

Milli Park görevlileri yasaya aykırı avlanan M.S.’ye önce ceza kesiyor, ardından tüfeğe el konulması için savcılığa başvuruyor.
Milas Cumhuriyet Savcısı tutanaklar ve olay ortada, yine de Milli Parklar görevlilerini iki kez adliyeye çağırıyor ve ifadelerini alıyor.
Bir süre sonra Milas Müftü Yardımcısı olay sırasında orada bulunan Av ve Yaban Hayatı Vakfı elemanını arıyor, inanmayacaksınız ama şöyle diyor:
“Milas Kaymakamı el konulması istenen takozsuz tüfek konusunda soruşturma yapması için müftüyü görevlendirmiştir. Sizi, müftünün emri üzerine arıyorum. Olayın tanığı olarak Milas Müftülüğü’ne gelip ifadenizi verin.”
Savcılığa değil, müftülüğe verilecek ifade.

DOSYAYI KAPATMAK

Vakıf sorumlusu şaşkınlığı geçtikten sonra müftü yardımcısına:
“Bir yanlışlık var herhalde. Soruşturma ya da herhangi bir adli işlemle müftülüğün ne ilgisi var? Soruşturmayı savcılık yapar, Kaymakam Bey başka bir olayla karıştırıyor olabilir.”
Müftü yardımcısı çaresiz:
“O halde biz sizin tanıklığınıza başvurmadan dosyayı kapatacağız.”
Telefon konuşması böyle bitiyor. Av ve Yaban Hayatı Vakfı elemanı bu garip durum karşısında Milas Kaymakamını arıyor, ancak kaymakamın izinde olduğu bildiriliyor.

SANKİ KADILIK

Hikaye burada bitiyor, sorular başlıyor.
İlk bakışta incir çekirdeğini doldurmayacak bir olay. Yasa dışı avlanan birinin tüfeğine el konulacak ama:
1- Tanıklar ortada iken, iş neden bu kadar uzuyor?
2- Dosya neden kapatılmak isteniyor?
3- Tüfeğe el konuluyor mu?
4- Asıl önemli nokta, kaymakam soruşturma görevini neden müftülüğe veriyor? Neyi düşünerek?
5- Yoksa müftü yardımcısının bürokratik bir hatası mı var?
Bu ülkede pek çok olaya şaşırıyoruz. Ama, müftülüğün savcılık yerine ifade almak istemesi bir ilk. Osmanlı’da kadılık sistemi gibi.
Eğer gönderirse, kaymakam beyin açıklamasını yayınlamaya hazırım. Müftülük ne alaka?

Küfür etti dün yine başkandı

Meclis Genel Kurulunda dünkü bütçe görüşmelerini AKP Meclis Başkan Vekili Mehmet Sağlam yönetiyor.
Mehmet Sağlam’ın sicili sağlam değil. Geçen haftalarda Meclis’i yönetirken bir CHP milletvekiline “h… tir” diye küfrediyor. Genel kurulda gürültü kopuyor, oturuma ara veriliyor, on dakika sonra Meclis’i yönetmek üzere Sağlam’ın yerini bir başka AKP Meclis Başkan Vekili alıyor.
Küfür bir kaç gün protesto ediliyor, Sağlam bir süre kürsüye çıkmıyor. Bu arada CHP’ye giderek, özür diliyor, Kemal Kılıçdaroğlu özrü kabul ediyor.
Özür kabul edilince, Mehmet Sağlam hiç bir şey olmamış gibi, dün Meclis’i yönetmek üzere yine kürsüye çıkıyor.
Sağlam milletin vekiline küfür ediyor. Millet onun özrünü kabul ediyor mu? Kendi payıma hayır.
Özür meselesi filan değil, küfür eden birinin Meclis’i bir daha yönetmesi doğru değil. Değerler böyle yıpranıyor, hayat böyle yozlaşıyor.

Vekiller emir-komuta zincirinde

550 milletvekilini dört kişi seçerse sonuç böyle oluyor.
Şike yasasında parti yönetiminin isteği dışında oy kullanmak isteyen AKP milletvekilleri uyarılıyor: “Yasaya muhalefet Erdoğan’a muhalefettir”.
Akan sular duruyor. Oy vermeyen ya da hayır oyu kullanan milletvekilleri listesinin Erdoğan’a iletileceği kulislere yayılıyor.
Herhangi bir milletvekilinin kendi özgür iradesi geçerli değil. Nasıl söyleniyorsa, o yönde oy kullanacak. Aksi halde, parti disiplini işletilecek.
Gurup toplanır, gurupta tartışılır, oylama yapılır, karar verilir, tamam ama, böylesine helal olsun.
Demokrasi cephesinde yeni bir şey yok.

(Hürriyet)

Yalçın DOĞAN | Tüm Yazıları
Hits: 1571