Dersim: Kim, Kimden, Ne İçin Özür Dilemelidir? (1)

~ 27.11.2011, Deniz KAVUKÇUOĞLU ~

Osmanlı döneminde yüzyıllarca yurtluk ve ocaklık biçiminde özerk olarak yönetilen Dersim bölgesinde, özellikle Tanzimattan sonra, merkezi yönetimin güçlendirilmesi amacına yönelik düzenlemelere karşı sık sık ayaklanmalar baş göstermiştir. Bölge, Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıyla özerkliğini kaybeder. Aşiretler, yönetimlerinin elinden alınmasına, vergi vermek, askere gitmek gibi çeşitli zorunluluklara karşı çıkarlar.

1930’ların ilk yarısında bölgede meydana gelen ufak çaplı ayaklanmalar bastırıldıktan sonra, 25 Aralık 1935 tarihli 2884 sayılı Tunceli Vilayetinin İdaresi Hakkında Kanun çıkarılır. Buna göre Tunceli iline bir askeri vali atanacaktır. Aynı zamanda dördüncü genel müfettiş sıfatını da alan General Abdullah Alpdoğan geniş idari, askeri ve hukuki yetkilerle donatılarak vali olarak atanır. Yasanın uygulanmaya başlamasıyla 1937 başlarında yeni olaylar çıkar.

***

Ayaklanma, Abasan Aşireti Reisi Seyit Rıza liderliğinde, asker ve vergi vermek istemeyen diğer aşiretlerce de desteklenen bir grup tarafından 20-21 Mart 1937 gecesi Harçik Köprüsünün yıkılması, köprüyle Kahnut bucağı arasındaki telefon hattının kesilmesi ve bölge karakoluna düzenlenen saldırı ile başlar, Teğmen İsmail Hakkı komutasındaki 33 askerin tümü öldürülür. 27 Mart 1937 tarihinde Tunceli-Erzincan yolundaki bir köprü Haydaran ve Demenan aşiretleri tarafından yakılır. Askeri birliklerin aralarındaki bağlantıların kurulamaması için asiler tarafından bölgenin telefon hatları kesilir. Jandarma birliklerine pusu kurulur. Seyit Rıza bizzat Sin Karakolunun da basılması için asi milislere emir verir. Bölgedeki 9. Seyyar Jandarma Taburuna da baskın düzenlenir. Kendi vatandaşlarından kurulu düzensiz güçlere karşı savaşmak üzere eğitilmemiş askeri kuvvetler kendilerini korumakta zafiyet içine düşerler. Birçok askeri birlik basılarak askerler öldürülür veya yaralanır. Asiler Mazgirt Köprüsünü tahrip ederler.

İsyan başlamıştır. Başta Kureyşan aşireti olmak üzere Demenan, Haydaran ve Yusufan aşiretlerinin katılımı ile iyice genişler, isyancıların sayısı 6.000’i bulur. Alpdoğanın düzenlediği ilk harekât büyük bir başarısızlıkla sonuçlanır. Aşiretler de bunun verdiği cesaretle tamamen silahlanırlar. İsyanı bastırmak iyice zorlaşır. Alpdoğan, 20.000 asker ile bölgeye gider fakat dağları bir türlü aşamaz. Bunun sonucunda bir hava saldırısı düzenlenmesine karar verir. Hava Kuvvetlerinden 3 uçak filosu ile havadan saldırı gerçekleştirilir. İsyancıların saklandıkları en büyük yer olan Laş mevkii yerle bir edilir. Harekât sonrasında askerler bölgeye girmeyi başarırlar.

Bunun üzerine Seyit Rıza, bölge halkına zarar gelmesin diye Haydaran, Kureyşan, Demenan, Yusufan, Kırgan Kürt aşiretleri reisi ile birlikte teslim olur ve harekât, 13 Eylül 1937de sona erer. Ayaklanmayı bastıran bu askeri harekât,1. Dersim Harekâtıolarak adlandırılır.

***

Asilerin yargılanması 15 Kasım 1937 günü sona erer. Ayaklanmanın lideri Seyit Rıza ile birlikte Seyit Rızanın oğullarından, 16 yaşındaki Resik Hüseyin, Kureyşan-Seyhan aşiret reisi Seyit Hüseyin, Yusufanlı Kamer Ağanın oğlu Fındık Ağa, Demenan aşiret reisi Cebrail Ağanın oğlu Hasan Ağa, Kureyşanlardan Ulkiyenin oğlu Hasan ve Mirza Alinin oğlu Ali Ağa idam edilirler. Çok sayıda Kürt ayaklanmacı değişik hapis cezalarına çarptırılır. Ancak olaylar durulmaz. 1938 yılında Kureyşan aşireti intikam için diğer Kürt aşiretlerini silahlanmaya davet eder ve yeni bir isyan başlar. Bunun üzerine girişilen 2. Dersim Harekâtı(2 0cak-17 Ağustos 1938) ile ayaklanma tamamen bastırıldıysa da direniş amacıyla kırsal alanda kalanların isyan girişimleri 1948 yılına kadar sürmüştür.

Harekât sonucunda resmi verilere göre 13.160, çeşitli Kürt kaynaklarına göre ise 40.000 sivil yaşamını yitirmiş, 2.248 hane, 11.818 kişi başka yerlere sürgün edilmiştir.

***

Dersim olaylarının nesnel değerlendirmesi böyledir.Kim, kimden, ne için özür dilemelidir sorusunun yanıtını ise yarınki yazımızda vermeye çalışacağız.

(Cumhuriyet)

Deniz KAVUKÇUOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 2115