Biraz Utanma

~ 20.11.2011, Deniz KAVUKÇUOĞLU ~

Olayı duymuşsunuzdur; adam, sevgilisini öldürüyor, öldürmekle de yetinmeyip cesedini parçalara ayırıyor, çöp konteynerlerine atıyor. Gazetelerde okuduk; belediye işçilerinin o konteynerlerden birinde buldukları iki bacak, diz kapağı hizasından düzgün olarak kesilmiş, katil titiz biri. Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıp önce ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı, fakat sonra bu ceza iyi hal nedeniyle 25 yıla indirildi. Yargıçlar, önlerine ceket-kravatla çıkan, boynu bükük durmaya özen gösteren katile bakıp hakkında, iyi halli yargısına varmışlar. Adam, şimdi 31 yaşında, 45 olduğunda cezaevinden çıkıp aramıza karışacak.

***

Cihan Kırmızıgül Galatasaray Üniversitesi öğrencisi, 22 yaşında. Şubat 2010da İstanbul-Çağlayanda bir durakta otobüs beklerken gözaltına alınmış. Nedenini sorduğunda, polisler boynuna doladığı puşiyi göstermişler. Meğerse aynı saatlerde birileri semtteki boş bir bakkaliye dükkânına molotofkokteyli atmış. Görgü tanıkları molotofkokteyli atanların da boyunlarında puşi olduğunu gördüklerini söyleyince kabak Cihanın başına patlamış.

Molotofkokteylini onun attığına ilişkin bir görgü tanığı yok, kanıt yok, delil yok. Ama boynundaki puşi nedeniyle eyleme katılmış olabileceği gözaltı gerekçesi olarak gösterilmiş. Cihan, 18 aydır Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevinde tutuklu. Hafta içinde Beşiktaştaki 14. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesinin savcısı hakkında 45 yıl hapis cezası talep etti. Oysa bir önceki savcı beraat isteminde bulunmuştu. Nasıl bir çelişkiyse

Mahkeme heyeti savcının talebine uyar da istenilen cezayı verirse Bursadaki kadın katili de boş bir bakkaliye dükkânına molotofkokteyli attığı söylenen Cihan da aynı yaşlarda özgürlüklerine kavuşacak. Bir farkla, iyi halli katil 14.5 yıl yatarken, Cihan 23 yıl yatmış olacak.

***

Van depremi sonrası kentteki Çevik Kuvvet tarafından kullanılan eski Afet Müdürlüğü binası ile Şehit Koray Akoğuz Lisesinin o korkunç fotoğraflarını görmüşsünüzdür basında. Nedense her depremde, her sel felaketinde en fazla kamu binaları hasar görür. Haftalarca yazılır, çizilir, konuşulur fakat hiçbir şey değişmez. Onlar katil yapılardır”, çünkü müteahhitler en çok kamuya ait inşaatlardan çalarlar.

Bu niçin değişmez? Değişmez, çünkü Kamu İhale Yasası kamunun değil, müteahhitlerin çıkarları gözetilerek hazırlanmış bir yasadır. Milletvekillerinin çoğu ise müteahhitler tarafından yemlenirler; siyasetçilerin en sadık bağışçıları onlardır. Hal böyle olunca TBMMdeki siyasal partiler 12 Eylül artığı Seçim Yasası, mantık dışı baraj sistemi, Siyasal Partiler Kanunu gibi çıkarlarına işleyen başka her konuda olduğu gibi Kamu İhale Yasasının olduğu biçimiyle kalması konusunda da uzlaşırlar.

****

Bunların ille de ayakta tutmak için direndikleri Ceza Hukuku sisteminde bir katil ne kadar korkunç ve acımasız olursa olsun, eğer yargıçların önüne ceket-kravat çıkmışsa, boynunu da bükmesini biliyorsa iyi halli insan muamelesi görür. Boyuna takılan bir puşi ise kuşku nedenidir, kuşkulu kişi en yüksek cezalara çarptırılabilir. Gazeteciler, yazarlar, bilim insanları haklarında bir mahkûmiyet kararı olmaksızın aylarca, yıllarca özgürlüklerinden yoksun bırakılabilir. Temel insan haklarına aykırı bu hukuksuzlukların onlarca örneği varken, siyasal partiler Ceza Yasasının, Terörle Mücadele Yasasının değişmesi, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması doğrultusunda bir uzlaşmaya varamazlar.

Yukarıda da belirtildiği gibi uzlaştıkları konular doğal ki vardır. Bakın, en son futbolda şike nedeniyle verilecek cezaların aşağıya çekilmesi konusunda anlaştılar. AKP, CHP, MHP ve BDP grup başkanvekillerinin ortak imzayla TBMM Başkanlığına sunulan teklif, Sporda Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunda değişiklik yapıyor. Buna göre şike ve teşvik primi maddesinde yapılan değişiklikle, belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişiye 5 yıldan 12 yıla kadar hapis yerine, bir yıldan 3 yıla kadar şeklinde değiştiriliyor. Yani al 250 bin doları, ye golü, yat bir yıl içerde. Çıktığında zenginsin! Ne âlâ memleket!

İnsanda biraz utanma olur. Ama ya yoksa? Madem onları biz seçtik, o zaman utanmak bize düşer, aynaya her baktığımızda utanırız kendimizden

(Cumhuriyet)

Deniz KAVUKÇUOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 1546