Haliç'e altın boynuzlu köprü

~ 12.08.2011, Yazgülü ALDOĞAN ~
İstanbul, o kadar güzel, o kadar kıymetli ki, UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası listesinde. Dünya Kültür Mirası içinde olduğunuz zaman korumak zorundasınız, canınızın istediğini yapamıyorsunuz! Örneğin Karaköy'den tarihi yarımadaya baktığınız zaman gördüğünüz Mimar Sinan'ın çizdiği o muhteşem silueti de bozamıyorsunuz! İşte tam da Sinan'ın yaptığı Süleymaniye'nin önünde Haliç'e kazık çakıyorlar. Çünkü buradan Haliç Metro Köprüsü geçecek. Metro, İstanbul'un en büyük sorunu olan ulaşım için en geçerli çözüm. Ama doğru yerden geçirme ve tarihi dokuyu tahrip etmeme çabası yüzünden de bir türlü Şişhane'den Unkapanı'na, oradan da en büyük hat değiştirme alanı olacak Yenikapı'ya gidemiyor. Artık kazıklar çakıldığına göre yeri değişemez, iş üstüne bir köprü yapmaya kaldı. Gelin görün ki Kadir Topbaş buraya taa ne zamandır görkemli bir köprü yapmak istiyor! Topbaş'ın hayalindeki köprünün ayakları çok yüksek,(ilk başta 100 metreymiş, itiraz üzerine yarıya inmiş)iki büyük kulesi ve bu kuleye uzanan kabloları var. Üstelik iki kulenin yüksekliği yetmemiş gibi üzerlerinde de Haliç'i sembolize eden iki altın boynuz duruyor! Böyle büyük görkemli bir köprüyle İstanbul'a imza atmak isteyen Topbaş'ın hatası bunu Haliç'in üzerinde yapmak istemesi. Marmara Denizi gibi boş bir alana yapsa kimsenin fazla lafı olamaz. Ama bu köprü Süleymaniye Camii'nin önünde öyle bir kazulet gibi duracak ki herkes itiraz ediyor.
Niye sormuyorlar?
Otobüsün rengini hemşehrisine soran belediye, nedense bu köprü için uzmanlara bile fikir sormuyor! Çeşitli üniversitelerin ünlü mimarlık hocaları buraya çok daha alçak, asma olmayan, düz bir köprü yapılarak siluetin korunabileceğini, metronun geçmesi için bunun yeterli olduğunu öne sürüyorlar. Belediyenin yapmak istediği eğik askılı köprünün ortasına bir kazık daha çakıldığı takdirde eğik askıların yapılmasına gerek kalmayacağı ve böylece görüntü kirliliğinin önüne geçileceği iddiası da akla çok yakın görünüyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul S.O.S. Girişimi tarafından düzenlenen bir toplantıda Harvard Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Cemal Kafadar, (İstanbul uzmanı) İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden Prof. Dr. Nuray Aydınoğlu'nun (sadece deprem değil, aslında köprü uzmanı) bu konudaki haklı itirazlarını dinledikten sonra niye öteki model üzerinde ısrar edildiğini anlamaya çalışmak kalıyor. Bir de köprünün ortasındaki istasyonun ne işe yarayacağını? Köprünün iki ayağında da istasyon yok. Dolayısıyla yolcular köprünün tam ortasında inecek, manzaraya baka baka köprünün gitmek istedikleri tarafına yürüyecek, artık hava sıcak mıymış, yağmurlu muymuş, önemi yok! Hem zaten belki oraya sadece balık tutmaya geliyorlardı! Köprünün ortasındaki bu istasyonun ne kadar kötü durduğuna da bir zahmet köprünün müteahhiti Hakan Kıran'ın WEB sayfasına girip bakın. Sonra da otobüs durağı seçerken gösterdiğiniz eylemi burada da yapın, beğenip beğenmediğinizi belediyeye bildirin ki Sinan'ın siluetini koruyalım!
Yazgülü ALDOĞAN | Tüm Yazıları
Hits: 1952