ÇIKIŞIN YOLU HALKÇI DEVLET

~ 15.12.2020, Tevfik KIZGINKAYA ~

Bir yanda can derdi bir yanda ekmek derdi…

Bir yanda koronavirüs bir yanda işsizlik…

Bir yanda sağlık krizi bir yanda ekonomik kriz…

Böylesi çelişkiler içinde çaresizliği yaşayanlar; işçiler, esnaf, çiftçiler, günlük işlerde çalışanlar, memurlar, işsiz kalanlar, Halk… Kısacası Millet.

Milletin çaresizliğine çare olması beklenen milletin vekilleri de 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ni görüşmeye başladılar.

Bu arada yaklaşık 10 milyon yurttaşımızı ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri devam ederken işverenlerin isteğiyle yakın temaslı işçilerin karantina süreleri 10 güne indirildi.

Bu yaşanılanlar bile RTE-AKP politikalarının gerçek yüzünü görmeye yeterlidir.

Krizlerin yükünü bir kez daha çalışanlara ve Halka yüklerken sermayenin kazancını korumaya devam eden bir anlayış.

*****

Bu anlayışın hazırladığı 2021 yılında Türkiye ekonomisinin nasıl yönetileceğini belirleyecek olan bütçenin taslağına ana hatlarıyla bakalım.

  • Bütçe gelirleri 1 trilyon 101,1 milyar lira,
  • Bütçe giderleri 1 trilyon 346,1 milyar lira,
  • Bütçe açığı 245 milyar lira olarak öngörüldü.

Gelirin tamamına yakını, 922,7 milyar lirası vergilerden oluşacak. Vergilerin büyük bölümü ise Halkın ve çalışanların ödeyeceği vergilerden elde edilecek, üstüne de gelirin yüzde 25’i kadar borçlanılacakmış. Büyük olasılıkla topraklarımız da satılmaya devam edilecek.

RTE-AKP bu bütçeyle;

  • Saraylarla, uçaklarla, lüks harcamalarla itibarını koruyacak,
  • Halkın kullanmadığı yol, köprü, tünel, hastane için kendi şirketlerine ödemeler yapacak,
  • “Büyük” projelerle seçim yatırımı yapacak,
  • Kalırsa borçların faizlerini ödeyecek,
  • Sonuçta iktidarını sürdürecek…

İşin Türkçesi; sermayenin krizini yine çalışanlar, Halk ödeyecek.

Kendisine bağlı beş şirketin vergilerini silmek yetmemiş olacak ki, elektrik dağıtım şirketlerinin ağırlama ve temsil giderleri elektrik faturalarına yazılarak Halka ödetilecek.

Çalışanlara, çiftçilere, emeklilere, esnafa, küçük işletmelere yani Halka ödeyeceği vergilerden oluşan bu bütçeden ne düşecek?

TÜİK’e söyletilecek enflasyon oranında zam!

*****

Durum saptaması ile kalmayalım, olması gereken nedir sorusuna yanıt arayalım.

Türkiye Cumhuriyeti Halkçılık temelinde kurulmuş bir devlettir.

Kurucu iradeye göre Halkçı Devlet’in ne anlama geldiğini görmek için kurucu önderin düşüncelerine ve söylemlerine bakalım.

 “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye Halkına, Türk Milleti denir.”

“Türk Milleti, halk idaresi olan Cumhuriyetle idare olunur bir devlettir.

“Demokrasinin tam ve en bariz hükümet şekli Cumhuriyet’tir.”

“Demokrasi (halkçılık) Demokrasi esasına dayanan hükümetlerde egemenlik, halka, halkın çoğunluğuna aittir. Demokrasi prensibi, hakimiyetin millette olduğunu, başka yerde olmayacağını gerekli kılar. (Medeni Bilgiler)

“Halkçılık esası üzerine dayanan ve Halk Fırkası (Halk Partisi) adıyla siyasi bir fırka kurmak niyetindeyim” (06.12.1922) diyerek kurduğu CHP, Cumhuriyeti ilan etmiştir.

Sonuç olarak;

Türkiye Cumhuriyetin öznesi HALK’tır,

Yönetim şeklinin temeli de HALKÇILIK’tır.

Önceki yazılarımda işlediğim 1920 koşullarında yüzde 88’i köyde yaşayan Halkı cehaletten ve sefaletten kurtarmak için uygulanan “toplu eğitim seferberliği” ve “toplu kalkınma hamlesi” Halkçılık politikasının uygulamalarıdır.

Cumhuriyetin, eğitimi ve ekonomisi ile köye girmesi, köylü olan Halkın eğitimli, bilinçli, üreten yurttaşlar olması, Halkçılık anlayışının amacı ve hedefiydi.

Cumhuriyet, sermayenin desteklediği sağ siyasetin liberal politikalarıyla amacından ve hedefinden saptırılmış, Halkçılık anlayışından kopartılmıştır.

*****

Bu gerçekler ışığında bugünün 2021 yılı bütçe taslağına baktığımızda,

  • Tüm kesimleriyle Halkın, özellikle de çalışanların işsizliği, yokluğu ve yoksulluğu yaşamaya devam edeceğini,
  • Halkın olan devletin tüm kaynaklarının iktidara bağlı şirketlere ve sermayeye aktarılacağını,
  • Neo-liberal serbest piyasa ekonomisinin aynen uygulanacağını görüyoruz.

Bütçe teklifini hazırlayan Cumhurbaşkanlığı adına bütçeyi atanmış Cumhurbaşkanı yardımcısının sunması, yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanının görüşmelere bile katılmaması ise dikkat çekicidir.

Bu tavır, RTE’nin TBMM’ye verdiği değerin bir yansımasıdır.

Kurtuluş Savaşını yöneten ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran TBMM’nin bu şekilde değersizleştirilmesi, başta milletvekilleri olmak üzere herkesin düşünmesi gereken bir durumdur.

2021 yılı bütçe taslağı üzerine konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu sömürü düzeninin sonuçlarını ve ülkemizin gerçeklerini dile getirdiği umut veren konuşmasında çözüm olarak Halkçılığa da vurgu yapması bu anlamda önemlidir.

Bu noktada daha da önemli olan, Halkçılığın içinin nasıl doldurulacağıdır.

*****

Türkiye Cumhuriyeti’nin bugün getirildiği yol ayrımında çıkışa doğru yönelmesi Halkın vergileri ile oluşan bütçenin;

  • Halka ait olan toprağın, toprağın altındaki ve üstündeki kaynakların devletin öncülüğünde Halkın çıkarları doğrultusunda üretime yönlendirilmesine,
  • Halkın ekonomisi, eğitimi ve sağlığı başta olmak üzere yaşam kalitesinin yükseltilmesine,
  • Vergide adaletin sağlanmasına,
  • Ayrım gözetmeksizin hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasına bağlıdır.

Bu temelde hazırlanacak politikalar işsizliğin, yokluğun ve yoksulluğun çaresizliğini yaşayan Halkta karşılık bulacaktır. Yeter ki Halka ulaşılsın.

Sözün özü, Türkiye’nin çıkışı Halkçı Devlet anlayışındadır.

 

M. Tevfik KIZGINKAYA

https://www.yurtseverlik.com/tevfik-kizginkaya-yazdi-cikisin-yolu-halkci-devlet.html

Tevfik KIZGINKAYA | Tüm Yazıları
Hits: 7346