Yeniden bulunacak gerçeklikler

~ 25.05.2020, Uğur KUTAY ~

Hem bağımsız sinemada hem de Hollwood'da son 20 yıldır epey etkili olan yeni bir estetik eğilim var: Buluntu film. Amatör kameraların, cep telefonlarının, güvenlik sistemlerinin kaydettiği görüntülerden ya da bir belgesel ekibinin güya tesadüfen yaptığı kayıtlardan oluşan filmlere ‘buluntu film’ (found footage) deniyor. Bu filmlerin çoğu, seyircinin bazı doğaüstü olayları gerçek’miş gibi’ algılamasını sağlamayı amaçladığından, ben bu türü ve yarattığı gerçeklik yanılsamasını vurgulamak için ‘bulunmuş/kurulmuş film’ (found/ed footage) olarak tanımlamayı yeğliyorum.

Geçen hafta ABD ve İngiltere’de Body Cam adlı ilginç bir film internet üzerinden gösterime çıktı. Görevli olduğu merkezdeki bazı polislerin ölümünü araştıran bir kadın polisin macerasının bir kısmını Amerikan polislerinin devriyede taktığı göğüs kamerası çekimlerinden takip ediyoruz. Kadın ölen arkadaşlarının kamera kayıtlarını izlerken polisleri doğaüstü bir varlığın öldürdüğünü görüyor ama ne hikmetse kadın izledikten sonra bu kayıtlar deforme olduğundan başka hiç kimse göremiyor. Finalde anlıyoruz ki (dikkat, sürprizbozan geliyor!) bu polisler 14 yaşındaki siyahi bir çocuğu öldürüp çete süsü vererek dosyayı kapatmıştır. Şimdi çocuğun hayaleti intikam almaktadır.

 

Sinematografi açısından çok da kaliteli olmayan bu filmi ilginç kılan, bildik bulunmuş/kurulmuş filmlerden ayıran unsur, ‘intikamcı hayalet’ öyküsünün tabanına serilmiş gerçek bir toplumsal sorundan besleniyor olması: Polis şiddeti.

Kolluk güçleri dünyanın hiçbir yerinde sevilmez, çünkü iktidarın sahibi olan sınıfa aittirler; onlar için iktidarın çizdiği çemberin dışında kalan herkes -muhalifler, hak arayıcısı işçiler, öğrenci ve entelektüeller vd.- ‘doğal düşman’ olarak tanımlanır. Bunun üstüne bir de dünya ve insanlığa dair yeterince bilgi ve görgü edinme fırsatı bulamadan üniforma ayrıcalıklarına kavuşan gençler olgusu eklenince, hem kolluk güçleri hem de toplum için işler iyice içinden çıkılmaz bir hal alır. Özellikle adaletin rasyonel bir hukuk sistemiyle ilişkisinin sorunlu olduğu toplumlarda kolluk mensupları suç işleyecek olursa cezasını çekeceklerinden asla emin olamazsınız; yargı 14 yaşında bir çocuğa nişan alarak gaz bombası atan veya yere düşen göstericiyi hınçla tekmeleyen polisin, hapse atılan gazeteciyi darp eden gardiyanın yaptığının suç olduğunu bile kabul etmezken, hayır, adaletten asla emin olamazsınız.

Body Cam’de 14 yaşındaki çocuğu vuran polislerin cezasını bir hayalet veriyor ama olayın yargıya intikal etmesini ve sorumluların belirlenmesini sağlayan kişi bir polis memuru, tam da olması gerektiği gibi... Polisliğin iktidarı koruma ve kollama işi değil de herkesin hukuk ve adaletten emin olmasını sağlayan bir kamu görevi olduğu düşüncesine sahip kolluk mensupları da vardır mutlaka; dünyanın daha iyi bir yer olması için gereken ilk adım, bunların ‘mış gibi’ filmlerinin kahramanı olmaktan çıkıp kendilerini gerçekleştirmeleri olacaktır.

Bunun verili toplumsal yapıda başlı başına bir hayal, en fazla bir ‘mış gibi’ filmi konusu olduğunu, bozuk düzende sağlam çark olamayacağını kabul ediyorum, ama n’eylersiniz, umut dünyası işte...

https://www.birgun.net/

Uğur KUTAY | Tüm Yazıları
Hits: 1288